28 Aralık 2011 Çarşamba

Arzuhalimiz..

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
Bugüne kadar sitemizde yayınlanan bilgiler ışığında oluşturulmuş, Araştırmacıların durumunu anlatan bir özeti dosyalar bölümüne koyduk.


Sizden ricamız bu metni Başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, TBMM ihtisas komisyonlarına, Başbakanlığa, Bakanlar kuruluna, Maliye Bakanlığına ve bağlı olduğunuz kamu kurum ve kuruluşlarının tepe yönetimlerine Dilekçe olarak veya Elektronik posta yoluyla göndermenizdir. Gerekirse Başbakanlık BİMER'e de kişisel başvuru olarak gönderebilirsiniz.


Taleplerimiz Ne kadar çok makama ve ne kadar çok sayıda ulaşırsa, Mağduriyetimiz ilgililerce inşallah daha iyi anlaşılacak ve çözümü için girişimler yapılabilecektir.


Lütfen Birileri nasıl olsa göndermiştir diye düşünmeyin. Ben, benim adıma bir şey yapmaz isem, kimse benim adıma herhangi bir şey yapmaz diye düşünün. Sen göndermezsen ben de göndermemişimdir. Sadece kendimiz çalıp kendimiz oynamış, kendi kendimize ağlamış oluruz.


Hepinizi kendiniz için bir şey yapmaya davet ediyoruz.


Metni alınız gerekirse kendinize göre düzeltmeler yapınız ve tüm icra makamlarına ulaştırınız.


Yolumuz Açık Ola...


Dosyaya Ulaşmak İçin Tıklayınız

27 Aralık 2011 Salı

Araştırmacının Adı Yok-3 ***

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

Bu yazı dizisinin ilk iki bölümünde, Tezkiye ve Disiplin Amirleri Yönetmeliklerine ve Unvan Yükselme Yönetmeliklerine göre Araştırmacıların durumunu değerlendirmiştik.
Bu Bölümde de, Araştırmacı kadrolarına atananların eski unvanları ile Araştırmacı unvanının özlük haklarını karşılaştıracağız.
Bilindiği üzere, özelleştirilen kurumlarda Müdür Yardımcısı ile Genel Müdür arasındaki görevleri yürütenlerin tamamı başka kamu kurumlarına Araştırmacı olarak atanmıştır.
Şu anda araştırmacı olanların, eski görev unvanları için 2011 Yılında tahakkuk ettirilen ücretlerine ilişkin Yan Ödeme, Ek Gösterge Puanları  ile Özel Hizmet Tazminatı Oranları ile 2012 yılında uygulacak Ek Ödeme oranları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.  Tabloya kıyas yapılabilmesini teminen Mühendis, Matematikçi, İstatistikçi kadrolarında görev yapanlar ile Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Mezunlarının ve Şeflerin durumu da eklenmiştir. 

Devamını Okumak için Tıklayınız

Arastirmacının Adı Yok- 2**

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

Yazı dizimizin 2. Bölümünde, Kamu Kurumlarının Unvan Yükselme Yönetmeliklerinde Araştırmacının konumunun ne olduğunu irdeleyeceğiz.
Kamu Kurumların Unvan Yükselme Yönetmeliklerini incelediğimizde, Pek çok kamu kurumunda Araştırmacıların  Şube Müdürünün astı bir görev  olarak belirlendiğini gördük.

Yazının devamını Okumak için Tıklayınız

26 Aralık 2011 Pazartesi

Araştırmacının Adı Yok*

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

Araştırmacıların Görev ve yetkileri net olarak belirlenmemiştir. Bu konudaki tek düzenleme 08.10.2003 tarih ve 25253 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Devlet Personel Dairesi Başkanlığı’nın,  657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa, Personel Rejiminin genel kurallarına,  akla ve mantığa aykırı Tebliğidir.
Araştırmacı; Genel Müdürken, Genel Müdür Yardımcısıyken, Daire Başkanıyken, Bölge Müdürü iken,  Daire Başkan Yardımcısıyken,  Bölge Müdür Yardımcısıyken, İl Müdürü İken, İl Müdür Yardımcısıyken, Şube Müdürüyken, İhtisas Servis Müdürüyken, Telekom Müdürü İken, Telekom Müdür Yardımcısı iken aynı unvanda buluşmuş kişilerin ortak adıdır. Onlar;  Bankamatik memurluğa zorlanmış, heba edilen bilgi birikimi, yok sayılan beyin gücüdür.
Kısacası ARAŞTIRMACI bir garabetin, mantıksız bir uygulamanın, çözümü gereken bir yaranın adıdır.
Bu konuda uzun süredir bir çalışma sürdürüyorduk. Bazı arkadaşlarımızın, öneri, teşvik ve hatta tahrikleri sonucu, tam olgunlaşmamış da olsa, konuyu bir yazı dizisiyle kamuoyunun gündemine taşımaya karar verdik…
Bu yazı dizimizde;
Öncelikle,  Kurumların Unvan Yükselme Yönetmeliklerinde,  Disiplin Amirleri Yönetmeliklerinde Araştırmacıların konumunu ortaya koyacağız. Mevcut Durumu sorgulayacağız…
Sonra, 657 Sayılı Kanun Açısından Araştırmacıların durumunu değerlendireceğiz..
Daha sonra sırayla;  4046 Sayılı yasanın Araştırmacı unvanına ilişkin hükümlerinin ve DPB’nın tebliğinin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa ve Anayasa’ya aykırılığını irdeleyeceğiz. Araştırmacıların muhatap olduğu MOBBİNG’i gündeme getireceğiz. Emsal kavramını, uygulamanın bu yönünden kaynaklanan aksaklıkları, hak kayıplarını değerlendireceğiz.  Özelleştirme gereği ARAŞTIRMACI kadrosuna atananlarla, başka yasal veya idari düzenlemelerle  ARAŞTIRMACI kadrolara atananların farklılık ve benzerliklerini tartışacağız
Son olarak da, sizin de görüş ve katkılarınızla bu konuda yapılacakları kararlaştıracağız. İlgili mercilere yazılar yazacağız. Hukuken yapılabilecekler konusunda sizlerle görüş alış verişi yapacağız. Gerekirse bu konuda geniş katılımlı bir toplantı yapacağız.
Sizlerden beklentimiz, yorumlarınızla konuya katkıda bulunmanız.
SİCİL VE DİSİPLİN AMİRLERİ YÖNETMELİKLERİ
Kamu Kurumlarının 2005 Yılından sonra yayınlanan Sicil Amirleri ve Disiplin Amirleri Yönetmeliklerini inceledik.  Yönetmeliklere göre Araştırmacıların 1. Ve 2. Sicil ve/veya Disiplin  Amirleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Devamını Okumak için Tıklayınız

22 Aralık 2011 Perşembe

Sizden Ne Haber?

4 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
   Maşallah Çok iyi gidiyoruz. Günlük ortalama 300-350 sayfa görüntülenmesi ile rekora gidiyoruz. Ama hala sessizliğimizi de muhafaza etmeye devam ediyoruz. Bu kadar büyük bir kitleyi habersiz bilgisiz bırakmaya gönlümüz elvermiyor. 

   Ancak Araştırmacı arkadaşlarımızında yeterli paylaşımda bulunduğunu söylemek gerçekten zor. Varsa hukuki siyasi veya bürokratik girişimleriniz gönderin yayınlayalım. Bildiklerinizi kendinize saklamayınız. 

   Büyük çoğunluğu denizden çıkmış balığa dönen ne yapacaklarını bilemeyen meslektaşlarımız bilgilendirmeyi hep beraber yapalım.
Bugün sayfamızı size bırakıyoruz.

  Yapacağınız yorumlar göndereceğiniz bilgi ve belgeleri yayınlayacağız.

   Haydi kolay gelsin size..

21 Aralık 2011 Çarşamba

Özel Hizmet tazminatı ve Ek göstergeden kaynaklanan zararlar

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
    Dosyalar bölümünde Araştırmacı kadrosuna atananların, Özel Hizmet Tazminatı ve Ek göstergeden kaynaklanan zararları tablo olarak yayınlanmıştır.

    Hesaplamada 666 sayılı KHK gereğince 15.01.202 Tarihinden geçerli olacak yeni ek ödeme oranlarına da yer verilmiş olup, 2011 yılı ikinci dönem maaş katsayılarına göre hesaplanmıştır.

Hastane Müdürlerine Haksızlık!

4 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca Bakanlıklar ve bağlı kuruluşların teşkilat yapıları ve personel kadrolarını düzenleyen son kanun hükmünde kararnamelerle bilindiği üzere daire başkanı ve üzeri kadrolar müsavir kadrolarına atanırken Şube müdürü ve müdür yardımcısı kadroları Araştırmacı olarak atandı.

Hastane Müdürlerinin Unvanı Müdür olarak geçmesine rağmen Özlük hakları açısından Daire Başkanı Ek göstergesi olan 3000 ek gösterge üzerinden ücret almaktaydılar. Daire Başkanları  3600 Ek göstergeli % 210 özel hizmet tazminatı oranlı Müşavir Kadrolarına atanırken, hastane Müdürleri 2200 ek göstergeli ve %60 özel Hizmet tazminatı oranlı Araştırmacı kadrolarına atandılar.

Ama İlginç olan tarafı Bu durumdan şikayetçi ve dava açma hazırlığında olan, ya da dava açan bir hastane Müdürüne rastlayamadık. Sanırım ya başlarına gelenlerden habersizler ya da... Gerisini siz doldurun :)

19 Aralık 2011 Pazartesi

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
   Bazı arkadaşlar Araştırmacı'nın Hiyerarşideki yerini soruyorlar daha önce görevleri ile ilgili bir değerlendirmeyi yayınlamıştık

   Hiyerarşik pozisyon ile ilgili olarak Devlet personel başkanlığına sorulan bir görüşe karşılık verilen cevabı aşağıya aynen çıkarıyoruz
   4046 sayılı Kanun’un 22’nci maddesi uyarınca özelleştirme programına alınan ve özelleştirilen kuruluşlardaki istihdam fazlası personele tahsis edilmek üzere, 31.5.2002 tarih ve 24771 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Müsteşarlığınıza (10) adet “Araştırmacı” kadrosu ihdas edildiği, mezkur Kanun maddesi çerçevesinde de Başkanlığımızca Müsteşarlığınız emrine “Araştırmacı” unvanı ile istihdam fazlası personel nakli yapıldığı, ancak söz konusu unvanın 4059 sayılı .......... Müsteşarlığı ile ............. Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda yer alan unvanlardan hangisinden sonra geleceği hususunda tereddüd hasıl olduğundan bahisle Başkanlığımız görüşünün sorulduğu ilgi yazı incelenmiştir.

   Bilindiği üzere, 3046 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde “Bakanlık merkez, taşra, yurt dışı teşkilatları ile bağlı ve ilgili kuruluşların hiyerarşik kademeleri hizmetin özelliklerinden kaynaklanan farklılıklar dikkate alınmak kaydıyla aşağıdaki şekilde düzenlenir” hükmü yer almakta olup, maddenin devamında da hiyerarşik kademeler ve birim unvanları belirtilmiştir. Ancak, gerek mezkur Kanun maddesinde ve gerekse de 19.5.1998 tarih ve 98/11279 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında “Araştırmacı”unvanının hiyerarşik konumu ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.
   Diğer taraftan, “Araştırmacı” unvanı ile istihdam edilen personelin; Kurumun görev ve hizmetleri ile ilgili konularda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapmak, sorunlara çözüm yolları bulmak, rapor yazmak, koordinasyon ve danışmanlık yapmak, bu konu ile ilgili etkinliklere katılmak, araştırma programlarını hazırlamak ve kuruma verilecek diğer görevleri yapmakla görevlendirilebileceği değerlendirilmektedir.

   Bu itibarla, mezkur Bakanlar Kurulu Kararı ile Müsteşarlığınıza tahsis edilen ve Başkanlığımızca ataması yapılan “Araştırmacı” kadrosunun hiyerarşik unvanlar içerisindeki yeri ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığından, mezkur Kanunda belirtilen hiyerarşik unvanlarla “Araştırmacı” unvanı arasında eşitlik, denklik veya astlık-üstlük ilişkisi gibi bir bağlantının da kurulamayacağı mütalaa edilmektedir. Ancak ,  bu konuda personelin daha önceki kadro unvanı ve yukarıda yer verilen görev tanımı dikkate alınarak Kurumunuzca mevcut mevzuat çerçevesinde işlem yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Kısaca al araştırmacını münasip gördüğün bir yere koy mantığı ...

Dosyalar bölümü ile paylaşımları arttırıyoruz

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
Hakkı ŞENGÜL isimli bir araştırmacı arkadaş tarafından hazırlanan Araştırmacı karmaşası durum tespit ve çözüm önerileri  isimli dosyayı okumak için lütfen dosyalar menüsüne bakınız

6253 Sayılı TBMM Teşkilat Kanunu

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
Ayrımcılık aynen devam ediyor!

18. 12.2011 Tarihli Resmi Gazete'de Yayımlanarak yürürlüğe giren TBMM Teşkilat yasasında TBMM çalışanlarından görevi sona erenler için yapılan düzenleme ile  bu kişilerin mağduriyeti engellenmiştir.



GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Daire Başkan Yardımcısı, Müdür, Müdür Yardımcısı, Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisi, Şube Müdürü, İdari Şube Müdürü, Saray Müdürü, Saray Müdür Yardımcısı, Grup Başkanı, İşletme Müdürü, Fabrika Müdürü ve Personel Müdürü unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ermiş sayılır. Bu fıkra uyarınca görevi sona erenler ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte TBMM Genel Sekreterliğinde; Başkan Başmüşaviri, Başkan Müşaviri ve Müşavir unvanlı kadrolarda bulunanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın ekli (2) sayılı listede yer alan aynı unvanlı, Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisi ise Müdür Yardımcısı unvanlı şahsa bağlı kadrolara atanmış sayılırlar. Bu fıkrada sayılanlar TBMM Başkanlığınca ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilir. Bunlardan talepte bulunanlar İdari Teşkilatta durumlarına uygun başka kadrolara da atanabilirler.

(2) Birinci fıkrada belirtilenler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kadrolarının sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, özel hizmet tazminatı, ek ücret, ek ödeme, fazla çalışma ücreti ve benzeri adlar altında yapılan her türlü ödemelerini yapılacak artışlarla birlikte almaya devam ederler. Bu fıkrada belirtilen ödemeler Avrupa Parlamentosu Nezdinde Parlamento Temsilcisine ekli (2) sayılı listede yer alan Müdür Yardımcısı unvanlı kadro emsal alınarak ödenmeye devam olunur.

  Kanun Koyucunun Kendi personeli için gösterdiği bu özeni diğer bakanlık çalışanlarına da göstererek KHK' ler ile mağdur edilen ve Araştırmacı kadrosuna atanlarında özlük hakları konusunda TBMM teşkilat kanunun Geçici 2. Maddesinin 2. fıkrasındakine benzer bir düzenlemeyi acil bir şekilde yapmasını bekliyoruz.






Dava Açacak arkadaşlar bu yasayı da emsal olarak gösterebilirler.


13 Aralık 2011 Salı

TEŞEKKÜR VE SİTEM

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
   Araştırmacı olarak atananların bilgilendirilmesi birlik ve beraberliğin sağlanarak güç birliği oluşturmak suretiyle ellerimizden alınan kazanımlarımızın mücadelesini amaçlayan bu sayfalar yayına gireli yaklaşık 15 gün oldu.

   Geçen 15 günlük sürede 1500 kişi/sayfa görüntülemesi olmuştur. Yaklaşık olarak günlük 100 kişi sayfamızı ziyaret etmiştir.

   Tüm ziyaretçilerimize teşekkürü bir borç biliyoruz.

   Ancak;

   Hala klasik 657 mensubiyetinin vermiş olduğu psikolojiden hareketle ziyaretçilerimizin yorumları sınırlı kalmıştır. yayınlanan yazılar için sadece 6 yorum yapılmış, ankete 3 kişi cevap vermiş facebook sayfasını ise 4 kişi beğenmiştir.

   Bilgi paylaştıkça büyür ilkesinden hareketle,  sesimizi daha güçlü çıkarabilmek için haber ve yorumlarınızla desteklerinizi bekliyoruz.

   Büyük bir söz üstadının sözünden hareketle "kim var? denildiğinde, sağına soluna bakmadan fert fert ben varım diyen, benim olmadığım yerde kimse yoktur" diyebilmenin şuurunda kimlik sahibi araştırmacılar olarak gasp edilen/edilmeye çalışılan haklarımızı almak için her türlü gayreti sarf etmeye sizleri davet ediyoruz.

   Yorumlarınızı her bir makalenin altındaki sayfadan varsa üye adınızla yoksa anonim olarak yapabilirsiniz.

   Ayrıca yayınlanmasını istediğiniz haber dilekçe ve diğer görüşlerinizi arastirmacioldum@gmail.com adresine göndermeniz durumunda isterseniz sizin adınızla isterseniz isimsiz olarak yayınlayabiliriz.

   Bir olmak, diri olmak, iri olmak için arastirmaciolduk.blogspot.com


12 Aralık 2011 Pazartesi

Yasa ile müşavir kadrolarına alınma Anayasaya aykırı( Araştırmacı kadrosuna alınma da aykırıdır o zaman)

2 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız


2006 yılında Gümrük Müsteşarlığı teşkilat kanununda değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle gümrük başmüdürleri, görevden alınmış ve Müsteşarlıkta ihdas edilen Müsteşarlık müşaviri kadrosuna atanmışlardır. Açılan dava sonucu, Anayasa Mahkemesi, yasa ile Müsteşarlık Müşaviri kadrolarına atamaların, Yasa’nın zorunlu bir sonucunu oluşturması ve yasa kuralına karşı ilgililerin dava açma haklarının bulunmamasının, hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesine engel oluşturduğu ve kişilerin hukuk güvenliğini ihlal ettiği sonucuna varmış ve yasa metnini iptal etmiştir. Son yayınlanan KHK'larla binlerce kişi görevden alınmış ve müşavirveya Araştırmacı kadrosuna atanmıştır. Bu karar, bu kişilere emsal olabileceğini düşünmekteyiz.
I- OLAY
Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü olarak görev yapan davacının, Müsteşarlık Müşavirliğine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemleri hukuka uygun, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmuş, bunu geliştirerek sürdürmekle kendini yükümlü sayan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına dayanan bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasakoyucunun da uymak zorunda olduğu Anayasa’nın ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlettir. Kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması da hukuk devletinin ön koşullarındandır.
dari görevlere atanma ve dolayısıyla görevlerin sona erdirilmesi işlemleri idare fonksiyonuyla ilgili olduğundan idari makamlarca tesis edilmesi gereken tasarruflardır. 5456 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ise yeni bir göreve atanma işlemini yasa ile tesis etmiş olup, bu durum Anayasa’nın yukarıda anılan maddelerine aykırı olduğu gibi, yasaların genel, soyut, sürekli, düzenleyici ve nesnel olması ilkesine de uymamaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin 6.4.2006 günlü, E:2003/112, K:2006/49 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Hukuk devletinde yasaların ilke olarak genel, soyut ve nesnel olmaları gerektiğinden bir statüye atanmış olan kişilerin bu hukuki statüde bir değişiklik olmaksızın hukuk güvenliklerini ihlal edecek biçimde yasama tasarrufunda bulunulması Anayasa’ya aykırılık oluşturur. Bu nedenle genel, soyut ve nesnel olma özellikleri taşımayan ... kural hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.”

III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
2.7.1993 günlü, 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye 9.2.2006 günlü, 5456 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen geçici 10. madde şöyledir:
“Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Gümrük Müsteşarlığına ait bölümüne eklenmiştir.
22/7/2003 tarihli ve 2003/5932 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kaldırılan Gümrükler Başmüdürlükleri ile Gümrükler Muhafaza Başmüdürlükleri kadrolarında bulunan ve kadroları 1/9/2003 tarihli ve 2003/6121 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilen Gümrük Başmüdürü ve Gümrük Muhafaza Başmüdürlerinden halen memuriyet görevi devam edenler, bu maddeyle ihdas edilen ekli (1) sayılı listede yer alan Müsteşarlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılırlar. Bu kadrolar, herhangi bir nedenle boşalmaları halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Söz konusu personelin atandıkları yeni kadrolarının aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamının net tutarı; Müşavirlik kadrolarına atanmadan önce en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatlar ile diğer malî hakları toplamı net tutarından az olması halinde aradaki fark, farklılık giderilinceye kadar, atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın tazminat olarak kendilerine ödenir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında Anayasa’nın Başlangıcı ile 2. ve 36. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME

Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa’ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
İtiraz başvurusunda bulunan Mahkemede bakılmakta olan dava, Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü olarak görev yapan davacının, Müsteşarlık Müşavirliğine atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açıldığından, bu işlemin dayanağını oluşturan itiraz konusu maddenin ikinci fıkrasının birinci tümcesi dışında kalan, Müsteşarlık Müşavirliği kadrosu ihdasına ilişkin birinci fıkra ile müsteşarlık müşavirliği kadrosunu şahsa bağlı kadro olarak niteleyen ve atama sonucu oluşacak parasal hak farklarının tazminat olarak ödenmesini öngören ikinci fıkranın ikinci ve üçüncü tümceleri, bakılmakta olan davada uygulanacak kural niteliği taşımamaktadır.
Bu nedenle, 2.7.1993 günlü, 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye 9.2.2006 günlü, 5456 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen geçici 10. maddenin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının ikinci ve üçüncü tümcelerinin, bakılmakta olan davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu fıkra ve tümcelere ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
Dosyada eksiklik bulunmadığından, 2.7.1993 günlü, 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye 9.2.2006 günlü, 5456 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen geçici 10. maddenin ikinci fıkrasının birinci tümcesinin esasının incelenmesine, sınırlama sorununun esas inceleme evresinde ele alınmasına,
V- ESASIN İNCELENMESİ

Anayasa’nın 2. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir” denilmektedir.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemleri hukuka uygun, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdürmekle kendini yükümlü sayan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, yargı denetimine açık, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu Anayasa’nın ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlettir. Kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması da hukuk devletinin ön koşullarındandır.
Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında da, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilmektedir.

Mevcut Başmüdürlüklerin kaldırılmasından sonra, bu Başmüdürlüklerin yerine yeni Başmüdürlükler kurulmasına karşın, kaldırılan Başmüdürlüklerde başmüdür olarak görev yapanların durumlarının kariyer ve liyakat ilkeleri ile kadro dereceleri gözetilip değerlendirilerek atanmalarına olanak verecek şekilde yasal düzenleme yapılması gerekirken, yeni kurulan Başmüdürlüklere başmüdür olarak atanabilmelerini ya da yeni ihdas edilen başmüdür kadrosuna atananların da bu görevlerini sürdürmelerini önleyecek şekilde Müsteşarlık Müşaviri kadrolarına atanmalarının, Yasa’nın zorunlu bir sonucunu oluşturması ve yasa kuralına karşı ilgililerin dava açma haklarının bulunmaması, hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesine engel oluşturmakta ve kişilerin hukuk güvenliğini ihlal etmektedir.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

VI- SONUÇ
2.7.1993 günlü, 485 sayılı Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye 9.2.2006 günlü, 5456 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen Geçici 10. maddenin ikinci fıkrasının birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Haşim KILIÇ’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 4.2.2010 gününde karar verildi.








9 Aralık 2011 Cuma

DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEKLERİNİ YAYINLIYORUZ VARAN 1

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız


…………………….. NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ



YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR.



DAVACI : ……………… ……..T.C. KİMLİK NO:

Adres:

DAVALI : 1-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı-ANKARA



TEBLİĞ TARİHİ : 04.07.2011 (KHK yayımlanma tarihi)



DAVA KONUSU : 04. 07. 2011 tarihli ve 27984 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 644 sayılı KHK’nin “Hak ve yetkiler ile personelin devri –mevcut personel” başlıklı ek geçici Üçüncü maddesinin 1. bendinde yer alan “…Çevre ve Orman Bakanlığının Bakanlığa devredilen birimleri ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığında; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Yapı İşleri Genel Müdürü, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Yüksek Fen Kurulu Başkanı ve üyeleri, Strateji Geliştirme Başkanı, Personel Dairesi Başkanı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı, Eğitim ve Yayın Daire Başkanı, Daire Başkanı, Bakanlık Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Bayındırlık ve İskân İl Müdürü ve Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Yardımcısı kadrolarında bulunanların görevi bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bu fıkra uyarınca görevleri sona erenlerden Bayındırlık ve İskân İl Müdürü Yardımcısı unvanlı kadrolarda bulunanlar ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Araştırmacı, diğerleri ise ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayılır” hükmüne dayanarak hakkımda tesis edilen ……….. tarih…………..sayı ve …………..konulu atama işleminin anayasaya aykırılık itirazlarımızın da değerlendirilerek öncelikle yürütmesinin durdurulması ve akabinde İPTALİ isteminden ibarettir.



AÇIKLAMALAR ve İPTAL NEDENLERİ



Davalı idareye bağlı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı …… İl müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken, 644 sayılı KHK ile Bakanlığın yapısının değişmesi sebebiyle, Araştırmacı olarak atamam yapılmış ve halen bu görevi ifa etmekteyim. Söz konusu atama işlemi ile evvelki konumum tamamen değiştirilmiş, müktesep haklarım elinden alınmıştır. Araştırmacı kadrosuna atandığıma dair…………..sayılı işlemi …………. tarihinde tarafıma tebellüğ edilmiştir.

Tesis edilen işlemde, dolayısıyla işleme mesnet kanunda hukukun temel ilkelerine, Anayasa’ya aykırılık olduğu açıktır. Yürütmenin bir parçası olmakla, kendi bünyesinde yapılan değişikliklerde etkin rol oynayan davalı idarece, kanunun vazında yeterli araştırmaya gidilmemesi, Bakanlığın yapısının küllen değiştirildiği hususu göz önüne alınarak çalışanların durumlarında hak kaybına meydan verilip verilmediği gözetilmeksizin işlem tesisi hatalı olup, işbu işlemin iptalinin icap ettiği, işlem Kanun Hükmünde Kararnameye mesnet olarak tesis edilmekle ilgili maddelerin iptali istemli Anayasa Mahkemesi’ne dosyanın gönderilmesi gerektiği tartışmasızdır. Şöyle ki;

1-) Anayasa’nın 128 inci maddesi uyarınca, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenleneceği öngörülmüştür. Bundan memurların atanma ile görev ve yetkilerinin ancak yasayla kurallaştırılabileceği anlaşılmaktadır. Bu Maddede Kanun Hükmünde Kararname ibaresi geçmemektedir.

2-) Hukuka aykırı bir şekilde şahsım adına tesis edilen atama işlemine neden olan bu yasal düzenleme; Anayasanın 2. Maddesi: Sosyal Hukuk Devleti, 5. Maddesi: “kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. ”, 10. Maddesi: “kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” 17. Madde: “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir ” 49. Madde: “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek” ibarelerine aykırı olmakla birlikte; 91. Madde de Temel Haklar ve Kişi hakları hususlarında Kanun Hükmünde Kararname ile düzenleme yapılmasına cevaz verilmemesi nedeniyle 6223 Sayılı yasaya istinaden yürürlüğe konulan KHK’ler (zikredilen konulara temas eden) doğuşlarından itibaren hukuki yönden sakattır.

3-) 644 sayılı KHK’nın geçici 3.maddesinin 1. bendi ile ‘’Çevre ve Orman Bakanlığının Bakanlığa devredilen birimleri ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığında; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Yapı İşleri Genel Müdürü, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Yüksek Fen Kurulu Başkanı ve üyeleri, Strateji Geliştirme Başkanı, Personel Dairesi Başkanı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı, Eğitim ve Yayın Daire Başkanı, Daire Başkanı, Bakanlık Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Bayındırlık ve İskan İl Müdürü ve Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Yardımcısı kadrolarında bulunanların görevi bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bu fıkra uyarınca görevleri sona erenlerden Bayındırlık ve İskân İl Müdürü Yardımcısı unvanlı kadrolarda bulunanlar ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Araştırmacı, diğerleri ise ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayılır’’ hükümleri getirilmiştir. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere her kademedeki memurların özlük hakları korunurken yalnızca Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü’nde çalışan Şube Müdür yardımcıları“Araştırmacı” kadrosuna geçirilerek mağdur edilmişlerdir.

Getirilen bu hüküm ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığında çalışmakta olup geçici 3. maddenin 1.bendinde sayılanların durumları (İl Müdür Yardımcıları dışındakiler) aynen korunmakta, hatta şahsa bağlı kadro haline getirilmek suretiyle durumları iyileştirilirken ve Bayındırlık ve İskân İl Müdürü Yardımcısı unvanında çalışanlar “Araştırmacı” kadrosuna geçirilerek mağdur edilmişlerdir.

Müdür Yardımcılığı görev unvanı ile araştırmacı kadro görev unvanı arasında hiçbir benzerlik olmadığı gibi, bu kadro ile araştırmacı kadrosu arasında ek gösterge ve tazminat oranları bakımından da büyük farklılıklar vardır. 657 sayılı Kanunda araştırmacı unvanlı kadroyla ilgili net bir tanımlama olmamasına karşın, araştırmacı kadrosunun; müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı, bölge müdürü, bölge müdür yardımcısı, şube müdürü, şef gibi hiyerarşik kademe ve birimlerle ilgisinin olmadığı ve müfettişlik mesleği gibi bir kariyer meslek olmadığı konusunda hiçbir şüphe yoktur.



4- Anayasa’nın 128 inci maddesi uyarınca, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Yasama organı bu bağlamda kanunla düzenleme yaparken, Anayasa’nın 11 inci maddesi gereğince, Anayasa’nın diğer hükümlerine de uygun hareket etmek zorundadır.

Her şeyden önce yasa ile yapılan düzenlemelerde, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine, hukuk devleti ilkesine uygun hareket edilmesi ve ilgililerin kazanılmış haklarına dokunulmaması gerekir. Kazanılmış hakların korunması, hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Hukuk devletinde bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması önemli ve temel bir ilkedir.

Kazanılmış haklar, hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardan bir tanesidir. Kazanılmış hak ; “önceden yürürlükte bulunan hükümlere göre bir kişi yararına var olan hakkın, sonradan çıkartılan hükümlerle çiğnenmemesi; bir kimsenin edinmiş olduğu hakkın onun iradesi dışında elinden alınmaması” şeklinde açıklanmaktadır.

Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan uygulamalar Anayasa’nın 2 nci maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı ve hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez. Hukukî statüleri kanunla oluşturulan ve bu statü kurallarına güvenerek geleceklerini tasarlayan kamu görevlilerinin kazanılmış hakları ve hukuk devletinin sağlamak istediği huzurlu ve istikrarlı bir ortamın sonucu olarak ortaya çıkan “Devlete güven” ilkesi de zedelenmiştir.



5- Şahsım adına tesis edilen işlem, hukuk devleti ilkesi ile de bağdaşmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin kararlarında da görüleceği üzere; hukuk devleti eylem ve işlevleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren bu hak ve özgürlükleri güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı, tutum ve durumlardan kaçınan hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile kendini bağlı sayan yargı denetimine açık, yasaların üstünde Anayasa ve Yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir.



6- Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde Müdür Yardımcısı olarak görev yapmakta olup, özverili çalışmalarım ve belli mesleki kariyerim nedeniyle bu kadroya atanmış bulunmaktayım. Belli bir birikim, çalışma ve çabalarımın ürünü olan unvanım, bir kalemde elimden alınmakta; gelecekte meslekte yükselme şansım yok edilmektedir. Ayrıca atanmamın öngörüldüğü Araştırmacı kadrosu ise, statüsü, hiyerarşik konumu ve bağlı olacağı amir belli olmayan, mali ve sosyal hakları benimle benzer durumdaki bu kişilerin mevcut haklarından çok kötü olan, bu özellikleri itibariyle keyfiliğe açık ve gerçekte de bu şekilde uygulanan bir kadrodur. Dolayısıyla söz konusu atama işlemi, maddi ve manevi olarak hak kaybıma sebep olmakla birlikte, yıllardır özverili şekilde çalışan şahsımı moral ve motivasyon olarak olumsuz yönde etkilemiştir.



7- Atamamın yapılmış olduğu araştırmacı kadro unvanı ile Müdür Yardımcılığı kadro unvanı arasında hiçbir benzerlik olmadığı gibi bu kadroların ek gösterge ve tazminat oranlarına kıyasla daha düşük ek göstergesi ve tazminatı bulunan, hiyerarşik kademe ve birimler arasında yer almayan araştırmacı unvanlı kadroya atanmam nedeniyle emeklilikte de hak kaybına uğrayacağım tartışmasızdır



8- Netice itibariyle dava konusu işlem, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan kazanılmış hakların korunması ilkesine aykırılık oluşturacağı, Devlete güven ilkesinin zedeleneceği, Anayasa ile Devlete çalışanlarının haklarını koruma ve bunun için gerekli önlemleri alma ödevi verilmiş iken nakle tabi personelin mevcut statü ve konumları, nitelikleri, kariyerleri, kazanılmış haklarının yok sayılarak konumu, statüsü, görev tanımı yapılmamış bir kadroya atanmalarının öngörülmesinin sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı, belirtilen nedenlerle söz konusu düzenleme Anayasa’nın 2, 5, 10, 11, 17 ve 49. maddelerine aykırılık teşkil etmesi; hukuka aykırılığı çok açık olması ve telafisi imkânsız zararlara da yol açması nedeniyle öncelikle yürütmesinin durdurulması, Anayasa’ya aykırılık itirazlarımın da değerlendirilerek İPTALİ gereklidir.

.

DELİLLER : Dava konusu işlem, işlem dosyası ve tüm resmi belge, Rapor ve kayıtlar ile sair yasal deliller.



SONUÇ VE İSTEM : Sunulan nedenler ve resen gözetilecek sair sebeplerle; Davalı idarenin …….. tarihinde tebliğ ettiği 644 Sayılı KHK uyarınca Araştırmacı kadrosuna atandığıma dair …………………tarih……….sayılı ……………işlemin;

1. Şahsımın mali ve özlük haklarında telafisi imkânsız zararlar oluşturduğundan, işbu işlemin öncelikle YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA;

2. Tesis edilen işlem; 04.07.2011 ve 27984 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 644 sayılı KHK’nin ek geçici Üçüncü maddesinin birinci bendinde; “Çevre ve Orman Bakanlığının Bakanlığa devredilen birimleri ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığında; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Yapı İşleri Genel Müdürü, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Yüksek Fen Kurulu Başkanı ve üyeleri, Strateji Geliştirme Başkanı, Personel Dairesi Başkanı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı, Eğitim ve Yayın Daire Başkanı, Daire Başkanı, Bakanlık Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Bayındırlık ve İskan İl Müdürü ve Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Yardımcısı kadrolarında bulunanların görevi bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bu fıkra uyarınca görevleri sona erenlerden Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Yardımcısı unvanlı kadrolarda bulunanlar ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Araştırmacı, diğerleri ise ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına halen bulundukları kadro dereceleriyle atanmış sayılır.’’” Hükmüne dayanılarak gerçekleştirildiğinden, mesnet hüküm açıkça Anayasa’ya aykırılık teşkil etmekle ilgili hükmün İPTALİ İSTEMİYLE ANAYASA MAHKEMESİNE MÜRACAAT EDİLMESİNE,

3. Bu süreçte dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması ile birlikte, Anayasa Mahkemesi kararının sonucuna kadar işbu davada Anayasa Mahkemesi kararının BEKLETİCİ MESELE YAPILMASI, Anayasa Mahkemesi kararı neticesinde dava konusu işlemin İPTALİNE;

4. Yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesi yönünde karar verilmesini Sayın Mahkemeden saygıyla talep ederim. TARİH

DAVALI

Ad-Soyadı

FACE BOOK SAYFASIYLA DA YAYINDAYIZ!

1 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
Sesimizi Daha çok kişiye duyurabilmek için artık Facebook'tayız . Lütfen beğeniniz ve paylaşınız. Yorumlarınızla sesimizi daha gür çıkaralım

8 Aralık 2011 Perşembe

SAĞLIK SEN GENEL MERKEZİNİ ZİYARET ETTİK

2 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca Bakanlıklar ve bağlı kuruluşların teşkilat yapıları ve personel kadrolarını düzenleyen son kanun hükmünde kararnamelerle En çok ARAŞTIRMACI atamasının yapıldığı Sağlık İş Kolundaki sıkıntıları dile getirmek amacıyla 08.12.2011 günü Sağlık Sen Genel Merkezini ziyaret ettik.


Sendika Genel Başkanı Sayın Metin MEMİŞ VE  Genel Sekreteri Sayın Semih DURMUŞ Beylerin yakın ilgi gösterdiği Araştırmacıların Mali Kayıpları üzerine bir sunu tarafımızdan yapılmıştır.


Başta Ek gösterge olmak üzere,Özel Hizmet Tazminatı Oranları ve Döner Sermaye Ek ödeme Yönetmeliğinde yer almayan Araştırmacı Unvanı için Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık nezdinde gerekli girişimlerde bulunulacağı Sendika Yönetimince tarafımıza bildirilmiştir.


Ayrıca Mali kayıplara uğranmış olmasının bir dava konusu olduğu konusunda da görüş birliğine varılmıştır.


Araştırmacıların sesi olmayı hedefleyen web sayfamızın bilgilendirmeye yönelik yayınları yanında Sivil toplum kuruluşları ve bürokrasi düzeyinde görüşmeleri devam edecektir..

6 Aralık 2011 Salı

ÖZELLEŞTİRME MAĞDURLARINDAN SONRA 6223 MAĞDURLARI

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

Bilindiği üzere ilk toplu araştırmacı operasyonu özelleştirme sonucu ortaya çıkmıştı. Özelleştirme mağdurlarının öncülük ettiği daha sonra 6223 mağdurlarının da katıldığı memurlar nette yer alan bir haberi ve forum sayfasını yayınlıyoruz.
Birlikten güç doğar anlayışıyla görüşlerinizi buradan veya forum sayfalarından paylaşmanızı istiyoruz.
Ayrıca;
Bu konuda açılmış davalar var ise dava dilekçe örneklerini gönderirlerse yeni dava açmayı düşünen arkadaşlara yol gösterici olacaktır…


2 Aralık 2011 Cuma

SON KHK'LERLE ARAŞTIRMACI UNVANINA KAÇ KİŞİ ATANDI?

2 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca Bakanlıklar ve bağlı kuruluşların teşkilat yapıları ve personel kadrolarını düzenleyen son kanun hükmünde kararnamelerle kaç kişinin Araştırmacı Ünvanlı kadrolara atandığı yada atanmış sayıldığını biliyor musunuz?


Resmi Gazete'de yaptığımız bir incelemede  4116 kişinin araştırmacı olduğunu tespit ettik. En çok araştırmacı ise Sağlık bakanlığının teşkilatı ile ilgili KHK ile atanmış oldu. Sağlık Bakanlığındaki sayı toplam sayının neredeyse yarısına eşit. Tam 1886 Kişi.
İsterseniz Bakanlık ve bağlı kuruluşlarındaki dağılıma bir bakalım 


         

TEŞKİLAT
ARAŞTIRMACI
Ulaştırma Bakanlığı
130
TİKA
10
Meteoroloji
171
Enerji ve Tabii Kaynaklar
63
DSİ
10
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Kurumu
30
Türkiye İş Kurumu
96
Spor Genel Müdürlüğü
254
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
205
Gümrük ve Ticaret bakanlığı
354
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
290
Orman ve su İşleri
100
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
220
Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı
57
Çevre ve Orman ve şehircilik Bakanlığı
240*
SAĞLIK BAKANLIĞI
1886
TOPLAM
4116 3876*

    Tabiri caiz ise en büyük kıyıma uğrayan Sağlık Bakanlığı yeni Araştırmacılarından her ne hikmet ise ses seda çıkmıyor. Ya kayıplarının farkında değiller, veya başka beklenti yada çekincelerle seslerini çıkaramıyorlar.


   İnternet üzerinde yaptığımız araştırmalarda Araştırmacı kadrosunu vahametinin farkına varan diğer bakanlık mensupları bir şekilde çıkış yolları ararken söz konusu bakanlık personeli üzerine serpilmiş ölü toprağı durumu gerçekten düşündürücü..
*636 sayılı kararname iptal olduğundan 240 kişi düşülmüştür. verilen hatalı bilgi için özür dileriz

1 Aralık 2011 Perşembe

BİR SORUMUZ VAR ?

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

                190 Sayılı KHK ilk çıktığında İptal edilen kadrolarda çalışanlar şahsa bağlı kadrolara atanarak mağduriyet yaşanması engellenmiştir.
                Ancak ne değişti ise; 6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca Bakanlıklar ve bağlı kuruluşların teşkilat yapıları ve personel kadrolarını düzenleyen son kanun hükmünde kararnamelerle,  Genel olarak Daire başkanı ve üzeri kadrolar bakan müşaviri olarak atanırken, müdür ve  müdür yardımcısı kadrolarında çalışan yöneticiler ARAŞTIRMACI kadrolarına atanmışlardır.
                Fakat, Aynı Kanuna dayanılarak çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkındaki KHK’de  AYRIMCILIĞA gidilerek Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı (ana hizmet ve yardımcı hizmet birimi), Daire Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrosunda bulunanlar ilgisine göre ekli (3) sayılı listede şahıslarına bağlı olarak ihdas edilen Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı, Şube Müdürü ve İl Müdürü kadrolarına, diğerleri ise aynı listede ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına hâlen bulundukları kadro dereceleriyle hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır.
                Başta KHK’lerin özlük hakları ile ilgili düzenlemelerin taslağını hazırlayan Maliye Bakanlığı bürokratlarına ve bu taslağa göre Kararnameleri çıkaran Bakanlar Kurulu’muza  acizane birkaç sorumuz olacaktı.
                Maliye Bakanlığında Tüm Müdür ve Müdür yardımcıları kadroları korunurken, MEB  Şube ve il Müdürleri Şahsa Bağlı Kadro ile devam ederken  ve dahi YAŞ mağdurları Sivil memurluk yaparken Rütbesinden maaş almaya devam ederken ;
                BİZ Diğer bakanlık Müdür ve Müdür yardımcılarının günahı neydi? Çok mu sahipsisiz? Yıllarını verdikleri Bu meslekte, edindikleri Bilgi Birikiminin ve tecrübelerinin hiçbir mi önemi yoktu?
Sanki çok mu ücret alıyorlardı ki?
EK göstergelerini
Ve
Özel Hizmet tazminatı oranlarını düşürdünüz?

SİZLERİ ÖNCE KENDİ VİCDANINIZLA, SONRA KAMU VİCDANI İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUZ…

30 Kasım 2011 Çarşamba

YENİ DEVRİN "ARAŞTIRMACI" MAĞDURLARI !!!

6 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

            6/4/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu’nca çıkarılan Kanun Hükmünde kararnameler ile Müdür ve Müdür yardımcısı ünvanı ile kamuda çalışanlar Araştırmacı kadrolarına atanırken, En son aldıkları maaşları dondurularak atandıkları Araştırmacı kadrosunun maaşı dengeleninceye kadar zamlardan mahrum bırakılmıştır.
            Ancak;
            Kamuoyunda YAŞ mağdurları olarak bilinen ve YAŞ kararları ile ordudan atılanların istekleri halinde Kamuda araştırmacı olarak çalışmalarına imkan veren 6191 sayılı kanunda, bu madde hükümlerine göre Araştırmacı olarak atananlar için “bu madde uyarınca ihdas edilen araştırmacı kadrosuna kurumlarınca atanırlar ve bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işlemine tabi tutulur.” Hükmü ihdas olmuştur.
            Yani, Onlar her ne kadar Araştırmacı kadrosuna atanmış olsa dahi Karargahta görevli olsala idiler alacakları maaşı aynen almaya devam edilecektir.
            Bu konuda Kanun koyucu yıllardır süren bir mağduriyetin önüne geçerek olması gereken düzenlemeyi yapmıştır.
            Maalesef;
            Bilindiği üzere son çıkan KHK’lerdeki amir hüküm olan “Birinci fıkra uyarınca atanan veya atanmış sayılan personelin yeni kadrolarına atandıkları veya atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ve performansa bağlı döner sermaye ek ödemesi hariç) toplam net tutarının (Bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır.); yeni atandıkları veya atanmış sayıldıkları kadrolara ait aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ve performansa bağlı döner sermaye ek ödemesi hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir.” Maddesi ile Aynı Kanun Koyucunun vermiş olduğu yetkiye dayanılarak çıkarılan KHK’ler ile Araştırmacı kadrosuna atananlar ise bu sefer mağdur edilmişlerdir.
            Ümidimiz;
            KHK çıkarma yetkisinin sona ermiş olması nedeniyle Kanun Koyucunun (TBMM), vermiş olduğu yetkiyle yapılan mağduriyeti düzeltici yasal düzenlemeleri en kısa zamanda yerine getirmesidir.

29 Kasım 2011 Salı

ANAYASA MADDELERİNİ BİR DE YORUMLAYALIM İSTERSENİZ..

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız

Anayasa’nın 128 inci maddesi uyarınca, memurların ve diğer kamu görevlilerinin  nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
Yasama organı, kanunla düzenleme yaparken, Anayasa’nın 11 inci maddesi  gereğince, Anayasa’nın diğer hükümlerine de uygun hareket etmek zorundadır.
Her şeyden önce yasa ile yapılan düzenlemelerde, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine, hukuk devleti ilkesine uygun hareket edilmesi ve ilgililerin kazanılmış haklarına dokunulmaması gerekir. Kazanılmış hakların korunması, hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Hukuk devletinde bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olması önemli ve temel bir ilkedir.
Anayasa’da yer alan hukuk devleti ilkesi, Anayasa’nın temel ilkelerinden biridir. Hukuk devleti; yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan, adaletli bir hukuk sistemine dayanan devlet düzeninin adıdır. Hukuka güvenin, kamu düzeninin ve istikrarın korunması da kazanılmış hakların korunması ilkesine bağlılık ile mümkündür.
Kazanılmış haklar, hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurdur. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan uygulamalar Anayasa’nın 2 nci maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı ve hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın bulunduğu bilinci olan devlettir.
Anayasa’nın 10 uncu maddesinde öngörülen kanun önündeki eşitlik ilkesi, yasama  ve yürütmenin yetkilerini kullanırken uymak zorunda oldukları Anayasa ve temel hukuk ilkelerinin en önde gelenlerindendir. Yasama ve yürütme, idare edilenler yönünden, hak  yaratırken ve külfet getirirken, bu ilkeye uygun davranmakla yükümlüdürler.  
Anayasa’nın 10 uncu maddesi “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde  kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” şeklindeki amir  hükmü ile bu hususu net olarak ifade etmektedir.  
Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine göre, kanunların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyecek ve bu nedenlerle eşitsizliğe yol açılmayacaktır. Birbirlerinin aynı durumunda olanlara ayrı kuralların uygulanması ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Anayasa’da yer alan hukuk devleti ilkesi, Anayasa’nın temel ilkelerinden biridir. Hukuk devleti; yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan, adaletli bir hukuk sistemine dayanan devlet düzeninin adıdır. Hukuka güvenin, kamu düzeninin ve istikrarın korunması da kazanılmış hakların korunması ilkesine bağlılık ile mümkündür.
Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli  unsurlarındandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan uygulamalar Anayasa’nın 2 nci maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın bulunduğu bilinci olan devlettir.

ANAYASA'YI YENİDEN OKUYALIM!

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız



MADDE 49- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.

(Değişik: 3/10/2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.

VII. Ücrette adalet sağlanması

MADDE 55- Ücret emeğin karşılığıdır.

Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.

A. Hizmete girme

MADDE 70- Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

28 Kasım 2011 Pazartesi

KAMUDA EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KARARNAMESİ VE ÖZEL HİZMET TAZMİNATLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

0 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız


Kamuda eşit işe eşit ücret uygulamasını öngören 02.11.2011 Tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK/666) ile Kamuda aynı ünvanda olan kişiler içim ek ödemelerde düzenlemeye gidilmiştir.
Bu düzenleme ile KHK ile 375 sayılı KHK’ye eklenen Ek Madde 9 ile belirlenen I sayılı cetvel ile ek ödeme oranları yeniden belirlenmiştir.

Söz konusu cetvelin A-1 maddesini (k) sırasında kamuda çalışan tüm araştırmacılar için;
1-2. Dereceden aylık alanlar için; 115
3-4. Dereceden aylık alanlar için; 110
Diğer derecelerden aylık alanlar için; 100
Ek ödeme oranı belirlenerek, kamuda çalışan tüm araştırmacıların ek ödemeleri kamuda eşit işe eşit ücret politikasına uygun hale getirilmiştir.

 ANCAK;
 Devlet memurlarının maaşlarının en önemli kalemi olan ve nerdeyse maaşı belirleyici temel unsur olan Özel Hizmet Tazminatlarında her hangi bir düzenleme yapılmamıştır.
05 Mayıs 2006 Tarihli ve 26159 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2006/10344 sayılı Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının Eki olan II Sayılı cetvelde Başbakanlık Merkez Teşkilatında çalışan Araştırmacılar için;
1.Dereceden Maaş alanlar için; %125
2. Dereceden Maaş alanlar için ; % 100
3. Dereceden Maaş alanlar için; % 80
4. Dereceden Maaş alanlar için; % 68 Oranında Özel Hizmet Tazminatı Ödeneceği Hüküm Altına Alınmış olduğu halde, Araştırmacı olup Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan Araştırmacılar için ise;
1-4. Dereceden maaş almakta olan araştırmacı kadroları için; %60
Oranında Özel Hizmet Tazminatı oranı belirlenmiştir.


TALEBİMİZ;

666 SAYILI KHK İLE GETİRİLEN EK ÖDEME ORANLARINDAKİ EŞİTLİĞİN, KAMUDA ÇALIŞAN TÜM ARAŞTIRMACILAR İÇİN AYNI ÖZEL HİZMET TAZMİNATI ORANININ BELİRLENECEĞİ YENİ BİR BAKANLAR KURULU KARARIDIR.

Özel Hizmet tazminatı oranlarında yapılacak düzenleme ile Tüm Araştırmacıların Ek 9 da olduğu şekilde aynı özel hizmet tazminat cetveli grubunda toplanarak devam eden bu eşitsizliğin sonlandırılması tüm araştırmacıları memnun edecek bir çalışma olacaktır.

25 Kasım 2011 Cuma

Parasal kayıplar Nelerdir?

3 Yorum. Okumak veYorum Yapmak İçin Tıklayınız
Müdür ve müdür yardımcısı kadrosunda iken Araştırmacı kadrolarına atanan personelin 15.01.2012 tarihindne geçerli olacak yeni denge tazminatları ile birlikte bürüt  parasal kayıpları aşağıdaki tabloda gibidir.



MÜDÜR  ARAŞTIRMACI

ORAN TUTARI ORAN TUTARI FARK
EK GÖSTERGE 3000 193,38 2200 141,81 51,57
ÖZEL HİZMET TAZ. 135 826,70 60 367,42 459,28
YAN ÖDEME 1100 22,48 900 18,40 4,09
375 EK 9 ORANI 170 1.041,03 115 704,23 336,80
TOPLAM(BÜRÜT) 2.083,59 1.231,86 851,74




MÜDÜR YARDIMCISI ARAŞTIRMACI

ORAN TUTARI ORAN TUTARI FARK
EK GÖSTERGE 2200 141,81 2200 141,81 0,00
ÖZEL HİZMET TAZ. 125 765,46 60 367,42 398,04
YAN ÖDEME 750 15,33 900 18,40 -3,07
375 EK 9 ORANI 165 1.010,41 115 704,23 306,19
TOPLAM(BÜRÜT) 1.933,02 1.231,86 701,16













































FARK





51,57





459,28





4,09





336,80





851,74