Anayasa’nın 128 inci maddesi uyarınca, memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer
özlük işleri kanunla düzenlenir.
Yasama organı, kanunla düzenleme
yaparken, Anayasa’nın 11 inci maddesi gereğince,
Anayasa’nın diğer hükümlerine de uygun hareket etmek zorundadır.
Her şeyden önce yasa ile yapılan
düzenlemelerde, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine, hukuk devleti
ilkesine uygun hareket edilmesi ve ilgililerin kazanılmış haklarına
dokunulmaması gerekir. Kazanılmış hakların korunması, hukuk devleti ilkesinin
gereğidir. Hukuk devletinde bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun
olması önemli ve temel bir ilkedir.
Anayasa’da yer alan hukuk devleti ilkesi, Anayasa’nın temel
ilkelerinden biridir. Hukuk devleti; yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan,
adaletli bir hukuk sistemine dayanan devlet düzeninin adıdır. Hukuka güvenin,
kamu düzeninin ve istikrarın korunması da kazanılmış hakların korunması
ilkesine bağlılık ile mümkündür.
Kazanılmış haklar, hukuk devleti
kavramının temelini oluşturan en önemli unsurdur. Kazanılmış hakları ortadan
kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan uygulamalar Anayasa’nın 2 nci maddesinde
açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık
oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı ve hukuksal güvenceyi ortadan
kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında
yer alan hukuk devleti, bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına
uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni
kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına
egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına
saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk
kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine açık olan, yasaların
üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu temel hukuk ilkeleri ile
Anayasa’nın bulunduğu bilinci olan devlettir.
Anayasa’nın 10 uncu maddesinde öngörülen kanun önündeki eşitlik ilkesi,
yasama ve yürütmenin yetkilerini
kullanırken uymak zorunda oldukları Anayasa ve temel hukuk ilkelerinin en önde
gelenlerindendir. Yasama ve yürütme, idare edilenler yönünden, hak yaratırken ve külfet getirirken, bu ilkeye
uygun davranmakla yükümlüdürler.
Anayasa’nın 10 uncu maddesi
“Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar” şeklindeki amir hükmü ile bu hususu net olarak ifade
etmektedir.
Anayasa’nın kanun önünde eşitlik
ilkesine göre, kanunların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî
düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyecek ve bu nedenlerle
eşitsizliğe yol açılmayacaktır. Birbirlerinin aynı durumunda olanlara ayrı
kuralların uygulanması ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir.
Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı
tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
Anayasa’da yer alan hukuk devleti
ilkesi, Anayasa’nın temel ilkelerinden biridir. Hukuk devleti; yönetilenlere
hukuk güvenliği sağlayan, adaletli bir hukuk sistemine dayanan devlet düzeninin
adıdır. Hukuka güvenin, kamu düzeninin ve istikrarın korunması da kazanılmış
hakların korunması ilkesine bağlılık ile mümkündür.
Kazanılmış haklar hukuk devleti
kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlarındandır.
Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan uygulamalar
Anayasa’nın 2 nci maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk
devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı hukuksal
güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti, bütün işlem
ve eylemlerinin hukuk kurallarına uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan,
her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu geliştirerek
sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya aykırı durum
ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk kurallarına bağlılığa özen gösteren,
yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak zorunda
olduğu temel hukuk ilkeleri ile Anayasa’nın bulunduğu bilinci olan devlettir.